Estetikten yoksun sakil binalar, gökdelenler, tıklım tıkış sokaklar ve yok edilmiş parkların arasında tüm güzellikleri ile yaşamaya devam ediyor anıt eserler.
Belki de son yüz yıldan beri kalıcı ve özgün esere imza atılamadı ibadet yeri mimarisinde.
Her yapılan eskinin çok kötü kopyası ve tekrarı…
Sinan’ların denenmemişi deneyebilme cesaret ve devrimciliği yeni kuşaklarda oluşamadı büyük ihtimalle.
Tarihi yüzlerce yıla dayanan eski anıt camilerde kapıdan içeri girişimde evvela kubbeye bakarım. Nedenini de bilmem. Baktığımı fotoğraflamak hususundaki alışkanlığım bir kubbe koleksiyonu oluşturdu arşivimde.
Kimi zaman tavandan özensizce sarkan kablolar, kimi zaman gereksiz ve özensizce yerleştirilmiş ses yükselticiler nedeni ile her fotoğrafım aynı açı ile olmamış ama müteakip ziyaretlerde daha benzer açılardan karelemeye gayret edeceğim.
Fotoğraflar üzerinde pek oynamıyorum. Nasıl çektiysem öyle paylaşıyorum.
Koleksiyon arttıkça galeriye ekleyeceğim.
Baki kalan kubbede bir hoş seda olsun.
Tebrik ederim Fatih Kardeşim. Özellikle açış fotoğrafı çok etkileyici. Selamlar. Aydın
BeğenLiked by 1 kişi